29 Temmuz 2010 Perşembe

sex and the city and sigorta bilgi merkezi

Yine uzuuun ve dünyayı kurtarırvari bir bakanlar kurulu toplantısından çıkmıştım, daha doğrusu bir bahaneyle kaçmıştım. Saat 12 ye çeyrek vardı ve kendimi dışarı atmalıydım. Kızlara bugün öğlen arasında çok değişik bişiler yapalım dedim. Onlar da sağolsunlar muhteşem bir Karamela planıyla döndüler. Karamela Sanayi Mahallesinin nadide lokantalarından biriydi ve bizi bekliyordu.

Oysaki ben Kanyon'a gidip çok para verip aç kalmayı planlıyordum vefakat ayın 29u olması itibariyle topumuzun multineti boştu, cüzdanlarda da son 20 kaadımız vardı. Onu da taksicilere vermeye hiiiç niyetimiz yoktu.

Velhasıl giyindik kuşandık -yani güneş gözlüklerimizi taktık- - Pınar hariç- , yola koyulduk 4 kadın. Bir Türk (ki bu Seçil), bir Fransız (ki bu yeni saçlarıyla Sıla), bir İtalyan (ki bu Pınar) bir de ben (yani Londra'lı) Sanayii benzinliğinden geçerken bir fırtınaya yakalandık. Üç kokoşun abisi olarak ben etekler konusunda arkadaşları uyardım. Bakın dedim, burası Bağdat Caddesi değil, başımı belaya sokmayın benim. Özellikle sen Seçil, bir daha bu ateş kırmızı mini elbiseyi giymeyeceksin, giyeceksen de Kanyon'a gideceksin yoksa alırım ayağımın altına !
Seçil'in gözleri doldu, elimi öperek başına koydu, özür diledi. Hemen yumuşadım, peki dedim.

Fakat gelgör ki olaylar peşimizi bırakmıyordu. Karamela'nın sokağına girdiğimizde arkamızdan motorbisiklete benzeyen bir cihaz geçti, geçtiği gibi de ekzozu bomladı. Bizim de dolayısıyla ödümüz patladı. Olay anında şoka giren Sıla'yı kendine getirmeye çalışırken hemen dibimizde bir siyah araba beliriverdi ve neredeyse bizi eziyordu. Biz ise üşüyen civcivler gibi birbirimize yapışmış kendi etrafımızda dönüyorduk. Biri bizi bu cendereden kurtarmalıydı, o sırada Pınar'ın gözlerindeki endişeyi gördüm, hepimiz bu kör kuyuda öleceğiz der gibiydi.

Hepimiz yemeğimizi almış, yemiş bitirmiştik. Karamela yolu beni çok yorduğu için Seçil'in tatlısını yedim, Pınar usulca kendi tatlısını da önüme uzattı. Bunu yan gözlerimle gördüm ama oyuna gelmedim.

21 Temmuz 2010 Çarşamba

idari işler kimden sorulur ?

Dün Metin Bey (ki benim masamdan çok uzakta oturuyor, tarifleyemeyeceğim yerini) bir mail gönderdi hepimize. İdari işlerden sorumlu devlet bakanımız Anita Hanım olmuş.

İçimi bir sevinç kapladı. Sanıyorum o an için Anita demek parti demekti benim için.
İçkilerin su gibi aktığı, insanların kadim dostum Erhan Kaçamak edasıyla çılgınca dans ettiği, bas'ı yüksek partiler canlanıyordu gözümün önüne !

Emrah ve Sıla ellerinde biralarıyla dans ederken Seçil, Pınar ve Anita kırmızı şaraplarını yudumluyor ben de uzaktan onlara şampanya kadehimi kaldırıyor, başımı da hafifçe eğip "hadi yine iyiyiz, sektör poliçe kesiyor" demeye çalışıyordum. Galiba biraz sarhoş olmuşum, aynı hareketi 4 kere yaptığımı sanıyorum.

Bir tek başımız üstünde dönmesi gereken disko topumuz yoktu. Onun için de Anita'ya bakarak elimle tavanı işaret ettim, sonra parmağımla daire çizdim, aynı daireyi belimle de çizdim. Anita akıllı kadın, kavradı hemen olayı. "Tabi tabi, olacak" dedi, ses çok yüksek olduğu için dudaklarını okuyarak anladım bunları. İdari işler artık Anita'dan soruluyordu ve Anita topumuzu da getirtecekti.

Başımı sola çevirince Sanayi Mahallesine yağmur yağdığını gördüm. Amaaan dedim, şemsiyem var, sandaletlerim de var, dert değil!
Sonra önüme döndüm, kulaklıklarıyla Mevlüt anlamsızca bana bakıyordu. Müzik kesilmiş, Sıla çay bardağını alnına dayamış yine raporlara dalmıştı. Masamda içilmeyi bekleyen soğuk açık çayımdan bir yudum aldım. Pınar Muhterem'le konuşuyor, Anita'nın da çay karıştırma sesi geliyordu.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

İş yaşamının kız hali

Bugün Pınar'cığımla Jira (bir çeşit talep takip sistemi) üzerinden yaptığımız bir talep/arz mevzuunu sunuyorum.

Pınar'ın bana yönlendirdiği talep içeriği :


Canım Kübracım:)
Rica etsem;
SSTest'te bulunan
Select * from HLT_INSURED where INSURED_ID = '249960'
ve
Select * from HLT_INSURED where INSURED_ID = '249961'

zira güneş bu kayıtları transfer edemiomuş ve ben kayıtları yarattığım için tekrar transfer yapamayacaklar...

Gerçi hata nerdeymiş onuda anlamadım ya neyse!

Çok merci cicim:))

----------
Talebimi bugün sstest'te oluşturduğum tüm kayıtların silinmesi şeklinde değiştirilmesini istemekteyim:)
insured ve insured_transaction tabloları 099 şirket kodu kayıtları..

Teşekkürler
Pınar


Cümleleri tamamlanmamış olsa da benim süpersonic zekâaamla ne istendiğini anladığım bu bir sürü "canım, cicim" unsuru içeren talebi büyük bir sevinçle tamamlayan ben'in talep kapatma açıklaması :

şekerim,
güzel kelime ve cümlelerin üzerine çok fena gaza gelip ne var ne yok siliyordum vefakat son anda "dur" dedim kendime.
dünden bu yana gelen gideni siliverdim.

sevgi, saygı, öpücükler
bebishim21


Anita'yı -ki o bir birim yöneticisi- -benim 10 adım arkamdaki odamsı yerde oturuyor- takip listesine eklemek suretiyle Pınar'la aramızdaki sevginin şahidi olarak atadım..

2 Temmuz 2010 Cuma

diğer kübra bloğu :)

ağırlıklı olarak annelik sonra müzik yalandan bikaç tane de oracle notlarım için bakınız :
http://kubras.wordpress.com/

oh mon dieu kompetisyonu kaybettim !

Süpersonic sosyal sorumluluk projemiz için açılan senaryo yarışmasına bir adet feci didaktik senaryo ile katıldım. Anneydim, sigorta sektöründeydim ama herşeyden önce bir bilinçli vatandaştım. Herkesin zorunlu trafik sigortasının ne olduğunu anlamasını sağlamalıydım. pelerinimi giydim ve bir öğlenimi bu işe ayırdım.

Velhasıl oylama günü geldi çattı.. Bizim müdür yoğun bir katılımı düşlememişti ama anladığım kadarıyla da 2 senaryo beklemiyordu. Senaryo sahiplerinin nadide eserlerini okumasını istedi. Ofisten Esra -ki benim ileri sağ çapraz önümde oturuyor-kısa öyküsünü kısık sesle okudu. Müdür onu bayağı eleştirerek tarafını belli etti ve sıra bana geldi. En son ilkokulda büyük bir kalabalığa seslenmiştim. Bu yüzden heyecanlıydım!
Seslenmek = Andımız'ı okutmak.
Pek gür davudi sesimle didaktik senaryomu okudum, içimden "çok süper olmuş yaa" dedim.
Şimdi de sıra el kaldırma operasyonuna gelmişti.
Ertesi gün benden veritabanı işlerini görmemi isteyecek olan yazılım ve analiz grubunun büyük bir kısmı ve pek tabi operasyonun kızları Esra'ya el kaldırdı.

Ve yenilmiştim, bu gerçeği kabul etmem gerekiyordu.
Kendimi Beşiktaş-Sarıyer minibüsüne vurdum, aklımdan hep aynı şey geçiyordu :

Ohhh mon dieu kompetisyonu kaybettim !