14 Ekim 2010 Perşembe

Yeterrrrr, ders göster bize kadın !!

Kızma bana sayın okur! Yaslı gittim, şen geldim, depresyonik dağlar aşıp geldim..

Hayatımda neler olmadı ki..

Oğluşum 13 Eylül 2010 itibariyle okul denen olguya gark oldu. Mini mini caterpillar sınıfının en has üyesi oluverdi bir anda. Oysa ki ben tıpkı bir Erkin Koray gibi oğluma kendim eğitim verecek, ona dünya ve ahret gerçeklerini tüm çıplaklığıyla anlatacak, bazen öğretmeni, bazen ablası, bazen en yakın erkek arkadaşı çoğu zaman da "kadın ana"sı olacaktım. Onu organik dünyasının göbek taşına oturtacak ve içecek olarak organikdünyam.com dan kuş sütü siparişi verecektim. Olmadı yapamadım ! Oğlumu bir kreşe yazdırmak durumunda kaldım. Çünkü çalışmalı, üretmeli ve hergün bakanlar kurulu toplantısına katılıp sistem backuplarını kontrol etmeliydim..

Ama okulun ilk haftası ona eşlik ettim.

Okulun ilk günü Ekinox hariç tüm çocukların yanı sıra veli olarak sadece ben ağladım. Diğer velilerin tavırlarına uzun süre akıl sır erdiremedim. Nasıl olurdu da kapıdan çıkarken bu kadar sevinçli olabilirler ve büyük bir hızla okulu terk ederlerdi ?

Bu düşüncelerle burnumdan temiz mukozamın bir kısmı akerken okul müdürü yanıma geldi, "ah Küpra hanımcım ne ağlıyonuz, Ekinox çok mutlu gördünüz" dedi. Demesiyle benim diz çöküp el etek öpmem bir oldu. Nasıl bir anda çöktüm öyle ben de anlamadım.. Kopan ayak tendonum sızladı ama sallamadım, şu anki derdim daha büyüktü sonuçta..

- Oğğğğğlllllummm!! Lütfen lütfen onu görmeme izin verin, bizi ayırmayın dedim.

Kadıncağız şaştı ama topladı hemen kendini, siz istirahat buyurun ben sizi çağırırım dedi, gitti.

Kuru bir sandalye üzerinde 2 saat 12 dakika oturdum (kurudum desem daha iyi olur).
Sonra santraldeki kıza içinde temiz atlet, don, çorap ve ıslak mendil bulunan ayıcıklı peluş çantayı uzattım.

- Ekinoxuma temiz çamaşır ve sigara getirdim diyiverdim. Kız gülünce toparladım..
- Ay çok alemsiniz dedi.
Bense rezilliğime "eywallah" diyerek devam ettim, gözümden bir damla yaş süzüldü.

2 saat 13 dakika sonra okul müdürü yanıma geldi, gittiğimi sanmışmış..
-Yavrım aşağıdayken nasıl gideyim , anayım ben dedim.

Velhasıl ayağıma bir çift galoş geçirmek sureti ile kapısında Caterpillar yazan sınıfa indim. İçeri girmem yasaktı, kapı aralığından içeri baktım. 10-15 yumurcak masa etrafında toplanmış şarkı söylüyorlardı. Şarkı çok sıkıcıydı.
Ekinox da sıkılmış olacak ki sağa sola bakmakla meşguldü.
3 dakika kitlenmişim. O sırada içimden "hoşgelişler ola Mustafa Kemal Paşa"yı söyleseler Ekinox çok eğlenirdi diye geçirdim.

Dalmışım..
Sonra bir anda Ekinox'un ayağa kalktığını gördüm. Kabus şarkı hala devam ediyordu.
Ve o an oğlumun ağzından tarihe geçecek o sözler döküldü.

- Yeteeeeaar ! Yeter şarkı söylediğin öğretmen ! Ders göster bize ders !

Okulcak hepimizin yüzüne soğuk su şapladı sanki.
Benim naif, uysal çooocuğum nasıl olmuştu da böyle bir cinnet getirmişti ?
Ama haklıydı, bu şarkı çok fenaydı, can dayanmazdı !

Öğretmen, yardımcıları ve çocuklar sustu. 5 saniyelik şoktan sonra öğretmen arkasında sakladığı boyama defterlerini dağıtırken
- Peki Ekinoxcum, şimdi biraz boyama dersi yapalım dedi.

Ekinox rahatlamıştı, yerine oturdu ve boyalar nerede diye sordu.

Benim de içim rahatlamış, kendimi hafif hissetmeye başlamıştım :)

O hafiflikle Beşiktaş minibüsüne bindim.
Çarşıydı, Kotondu, Starbuckstı derken akşamı etmişim..
16:30 da cengaver kuzucuğumu alıp servise bindim ..

2 yorum:

  1. Fiat (Fiyat) bir araba markasıdır :))) Ekinox un bombaları bitmez :)))

    YanıtlaSil
  2. Ekin, ASLANSIIIIN KAPLANSIIIN, boyun eğme sana dayatılanlara!!!!
    büyümüş demek kerata :')

    YanıtlaSil